Hastalık ve Tedavi

Aspergillus Enfeksiyonları (ASPERGILLOSIS)

Aspergillosis, en yaygın kanatlı hastalıklarından biridir. Hastalık etkeni A. fumigatus’tur. Ayrıca A. flavus, A. niger, A. nidulans ve A. terreus da patojen türler arasındadır (23,34).

Bütün kuş türlerinin enfeksiyona duyarlı olduğu görülmektedir. Papağan, parakete ve kanaryalar daha sık etkilenen türlerdir. Hastalık hem kafes kuşlarında hem de doğada serbest olarak yaşayan türlerde yaygındır (34).

Kronik form opurtunistik bir infeksiyondur ve immunosupresyon durumuyla ilişkilidir. Lezyonlar tracheal bifurkasyonda, göğüs ve hava keselerinde yaygın olarak bulunur. Deri, kursak ve özafagusa ait granulomlar bildirilmiştir. Ses kaybı, depresyon, kusma, PU/PD ve kilo kaybı, klinik belirtileri oluşturur. Merkezi sinir sistemi belirtileri hastalığın şiddetli nekrotize formunda görülebilir. Akut form fungal sporların çıkarıldığı formdur. Bu formun çoğu vakalarda öldürücü olduğu bildirilmiştir. Genellikle çok miktarda milier granül omlar bulunur. Ayrıca depresyon, anoreksi ve PU/PD gibi klinik belirtiler görülür (47). Klinik belirtiler çok çeşitli olup hemen hemen her organda lezyonlar bulunabilir. Fungus ilk önce solunum kanalına yerleşir ve özellikle, akciğer ve hava keselerinde karakteristik lezyonlar oluşur(34).

Perakut pneumonik formda, akciğerde konjesyon ve sarimsi miller nodüller göze çarpar. Her bir lezyon bir hiperemi alanı ile çevrelenmiştir. Hastalığın ileri dönemlerinde konsolidasyon alanları oluşur ve milier nekrotik nodüller birleşerek daha büyük nodüllere dönüşür. Ölümden önce akciğer dokusunun büyük bir bölümü bu görünümü almıştır. Bazen disk biçiminde nekrotik plaklar gelişir. Plaklar daha çok hava keselerinde oluşur. Bu plaklar akciğerde oluşan plaklara çok benzemektedir (34).

Akut vakalarda sadece hafif yengisel lezyonlar bulunabilir. Nekrotik plakların gelişmesinden önce hava keselerinin seröz membrani yavaş yavaş kalınlaşır ve beyazımsı bir görünüm alır. Bazen E. coli ve M. tuberculosis gibi sekonder bakteriyel enfeksiyonlar oluşur ve irin oluşumu görülebilir. Lezyonlar hava kesesi ve akciğerlere göre üst solunum yolunda daha az görülür. Bazen ağızdaki müköz membranda plak benzeri lezyonlar meydana gelir. Hatta sindirim kanalının aşağı kısımlarında ve bağırsaklarda da meydana gelebilir. Abdominal hava keselerindeki lezyonların yayılmasıyla peritonitis gelişir. Aspergillus tarafından oluşturulan nekrotik nodüller karaciğer, böbrek ve diğer organlarda da bildirilmiştir. Bazen beyinde apseler oluşur ve göz lezyonları da bildirilmiştir(34).Teşhis solunum sistemindeki tipik lezyonların varlığına dayanır(34). şiddetli lökositozis, serumda CPK, LDH ve SGOT düzeylerinde artış, hava kesesi, trachea ve diğer kanlı agar ve Sabourand dekstroz agarda gelişir. Radyografi bazen hava kesesi bozukluklarını gösterebilir. Kesin teşhis endoskopi ve laparotomi ile konulur. Böylece hava keseleri yüzeyindeki ve serozadaki nodüller ve plaklar görülebilir. Çoğu yırtıcı türler için seroloji mümkündür (47).Son zamanlarda teşhis için enzim-immunohistokimyasal yönteme başvurulmaktadır. Bu amaçla monoklonal ve poliklonal antikorlar kullanılmaktadır (12).Akciğerdeki lezyonlar hifa içermediği zaman hastalık tüberküloz veya pseudotüberküloz ile karşılaştırılabilir. Çiçek ve trichomoniasis bazen ağız boşluğunda aspergillozis lezyonlarına benzer lezyonlara neden olabilir. Bağırsaktaki granülomatöz lejyonlar E. coli ve tüberküloz basili tarafından da oluşturulurlar(34).

Tedavi güçtür ve mümkün olduğu kadar erken başlanılmalıdır (47).Enfeksiyon solunum ve sindirim yoluyla sporların alınmasıyla oluştuğundan dolayı hijyen koşullarına uyulması enfeksiyonu önleme açısından ilk yapılacak işlemdir (34).şayet bir enfeksiyon oluşursa, bütün enfeksiyon kaynakları ortamdan uzaklaştırılmalı, kafes ve kuşluklar sıcak sodalı veya deterjanlı sularla temizlenmelidir. Hastalıktan şüphelenildiğinde veya teşhis konulduğunda hastalık çok ilerlemiş olduğu için çoğu vakalarda tedavinin başarılı olması mümkün değildir. Nistatin, günde 2 defa 15 dakikalık sürelerle aerosol olarak uygulanması önerilmektedir. Papağanlarda potasyum iode’nin, 60 ml. içme suyu içerisinde 150 mg. miktarında gün aşırı verilmesinin hastalığın önlenmesi açısından etkili olduğu ileri sürülmüştür. Bu doz, kuşun büyüklüğüne ve türüne bağlı olarak hekim tarafından değiştirilebilir (34).Amfoterisin-B, FTS ile sulandırılarak 1 mg/kg oranında intratracheal yolla günde iki kez verilebilir. 5-flusitosin, 60 mg/kg dozunda oral yolla günde 2 kez verilir. Gerekirse tüple beslenme, sıvı tedavisi gibi destekleyici tedaviler ve sekonder infeksiyonlarin tedavisi yapılmalıdır (47).

2006-07-25 07:23:37